Çocukluk

Çocukluk /L. N. Tolstoy

"Bence yüz güzelliği denilen şey yalnızca gülümsemededir." 

"Gerçek olmayan üzüntü ise kendini ya çok derin bir acı, ya mutsuzluk ya da yüreklilikmiş gibi göstermek eğilimindedir. Bir türlü kabul etmek istemediğimiz bu eğilim aşağılık bir istektir ama yine de bu istek en derin üzüntüler içinde bile yakamızı bırakmaz, üzüntülerimizin içtenliğini ve ağırbaşlılığını bozar."

Yeşilin Kızı Anne

"... büyük laflar ettiğim için insanlar bana gülüyor. Ama eğer büyük fikirleriniz varsa, onları ifade edebilmek için büyük kelimeler kullanmanız gerekir, öyle değil mi?"

Böyle konuşan bir miniğe kimin kanı kaynamaz ki💕😍. Green Gables'te bir çiftlikte yaşayan iki kardeş yanlarına bir erkek çocuk almak isterler. Çiftlik işlerinde yardımcı olacak çocuğa bir yuva olup eğitimini de üstlenmeyi düşünürler. Çok nadir konuşan ve daima çekingen bir tavrı olan Matthew tren istasyonunda karşılaştığı küçüğü görünce şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez. Böylece Anne'nin hikayesi başlar. 

Yazarın kalemine, kitabın konusuna, Green Gables'a ve sonunda E olan Anne'ye bayıldım. Altını çizdiğim çokça yer ver. Geri dönüp okudum ve ben de orada olmayı hayal ettim. Düşünsenize Anne ile çocukluk arkadaşı olmak ne kadar ilginçtir. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum. 

Ayrıca @koridoryayinlari 'nın özel baskısı ve @filizofi ' nin güzel çevirisi ile çok keyifli bir okuma serüveni oldu. Herkese tavsiye ederim. 

#alıntı 

"... bence hiçbir beklentin olmadan yaşamak, hayal kırıklığına uğramaktan daha kötü bir şey."

Taştaki Dikiş İzi

 Taştaki Dikiş İzi / Devrim Horlu 

"beni unutmaya gücü yetebilir herkesin/ kim bilir neyi düşünürüm ölürken." Bana gülmeyin. Balkon demirine konan güvercine neler anlatırım bir bilseniz. Onun masum haline üzülüp dakikalarca ağlarım. Cama vuran yağmura hikayeler mırıldanırım. Kaktüslerimi korkmadan sever, dert yanarım. Kitaplarımın kapağına bakar bakmaz başlarım kendi kendime konuşmaya. Arka kapak okumayı beceremem. Sanki büyüsü bozulur. Sürprizi kaçar. Bu kitap ile yolculuğumuz kitabın adını okumamla başladı işte. "Taştaki Dikiş İzi". Aklımda hemen bir kadın figürü oluştu. Zor günler geçiren bir kadın. Zayıf. Gri saçları var kara gür saçlarının içinde. Elinde bir iğne. Hangi zor gününe ahlanarak dikiyor rengi solmuş elbiseyi kim bilir. İlk sayfaya geçtim. "böyle şiir olmaz, diyeceksin;biliyorum. ama böyle dünya olur mu? (Metin Eloğlu)" Sözü karşıladı beni. Keyifli bir serüven bizi bekliyor dedim. Öyle de oldu gerçekten. Satırlarda bazen kendimi buldum, bazen aklımdaki kadını. Hiç tanımadığım insanlarla da karşılaştım. İşte böyle. Bazı kitaplar daha adıyla bağ kurar okuyucusuyla. İçindeki şiirleri unutmadığım gibi aklımda çizdiğim o kadını da hiç unutmayacağım.

En sevdiğim şiirler "Kuşlardan yana" , "Bana biraz izin verin", "Anca bana kadar" ve "Kirpinin aşkı". Sevdiğim alıntıları bırakıyorum sizler için.

- Alıntılar

"Bana burada bir yer verdiniz, size kırgın değilim / göçebelik kanımda var"

"Ben sizi biliyordum lakin bir gözüm bozuktu / ve biraz işi vardı diğerinin"

Dünyayı Küçük Karabalıklar Kurtaracak

Şule AKŞUN / Samed Behrengi - Dünyayı Küçük Karabalıklar Kurtaracak. 

" Nedir kalan aklında o günlerden derseniz iki şey sayarım size.

Gönlünü çekinmeden açan samimi insanlardır ilki... Açlık, yokluk, cehalettir diğeri..."

Çok etkilendiğiniz kitapları anlatmakta zorlanır mısınız? Ben zorlanırım. O yüzden ben sustum aklımdaki Küçük Kara Balık konuştu. Önce Nesrin'e rastladı ambardan bozma tek göz odada. Daha ilk günden tükenmiş buldu. Sonra da umudunu kaybedişini gördü. Oysa onu kaleme alan Samed Behrengi daha küçücük bir çocukken bile pes etmemişti. İnanmıştı geleceğe. Okul bitmiş öğretmen olmuştu. Şimdi Öğretmen Behrengi  kendi çocuklarına da pes etmemeyi öğretiyordu. Olmuyor demedi.  Önce değiştirmek için fikir verdi. Olmadı. Kendi icat etti. Bir kağıt bir kalemdi alet edevatı. Ama o hiç pes etmedi. Küçük Kara Balık yaşananların hepsini biliyordu elbet. Onca zaman çeketinin cebinde gezmişti. Tabi bilecekti.

Öyle güzel öyle anlamlı bir kitaptı. Hikaye içine hikaye yerleştirilmiş. Her satır keyifli, anlamlı ve yer yer dokunaklı. Bazı cümleler çok hoşuma gitti. İki kere okuduğum yerler oldu. Sesli okudum, düşündüm. Kendi kendime konuştum. Öyle bir yer etti ki ben de 2020 favoriler listemde artık. Sadece biyografi severlere değil herkese tavsiye ederim. 👍

#alıntı

"Neyin içine doğmuşlarsa onu yaşayıp gidiyorlardı. Ötesini merak etmiyorlardı."

Seçilmiş Olanlar / Veronica Roth

 Seçilmiş Olanlar / Veronica Roth

"Sanki fırtına gelecekmiş de hiç gelmiyormuş gibi" 

"Once Upon a Time" diye başlamak istiyorum. Zira yetişkin fantastik için harika bir evren burası. 

Yer Chicago. Anlatılan zamandan on yıl önce Dünya'ya Karanlık musallat olur. İnsanlar ölür. Şehirler dağılır. Devletin gizli bir birimi, Karanlığa karşı mücadele edecek beş genç bulur. Özel olan bu çocukların yeteneklerini kullanacaklardır. Anlatıcımız da olan Sloane, Matt, Albie, Ines ve Ester olaya dahil olur. Detaya girmeyeceğim ama Karanlık yok edilir . Bu mücadelede ölenler için anıt yapılır.Hayatları gizem ve hayranlık uyandırır. Bir zaman sonra aralarından biri ölür. Ve yıkıma doğru savrulan diğer seçilmişlerin yaşam ve bulundukları evren için mücadeleleri başlar. 

Kitabın dili akıcı lakin evren bütün detayları ile tasvir edilmiş. Gözünüzü kapatın olay gözünüzün önünde oluyor sanki. 3 kısımdan oluyor. İlk kısım olayları anlıyoruz. İkinci kısımda hareketlenmeye başlıyor ve üçüncü kısımda yeryerden savruluyorsunuz o kadar heyecanlı bir yere gidiyor. Anlatıcımız Sloane 'u çok sevdim. Ayrıca hep beklediğimiz son diyebilirsiniz ama sonun amaç kısmı beni şok etti. Bunu beklemiyordum ve kapakta da belirttildiği gibi ' ters köşesi bol ' bir kitaptı. Fantastik, gerilim ve aksiyon severleri buraya alalım. 

#alıntı 

"Evcil kedilerinizin de size hiçbir zarar vermeyecek pofuduk yaratıklar olduğunu düşünerek kendinizi kandırmayın :Doğa kana susamıştır ve bir bütün olarak güçlüleri sever."

"Bu dünyanın karanlıkları bile seçilmiş. Öyle şeref madalyası falan değil yani. Beni öldür! diye göz kırpan bir oktan farksız."

Kelebek Etkisi : Cinayet

Mehmet BAL / Kelebek Etkisi : Cinayet

Giden sadece baba ve oğul değildi. Onlarla birlikte idealleri, ilkeleri, prensipleri, hedefleri de gidiyordu işte. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, kul hakkı velhasıl tüm değerlerinin hepsi..." (13)

Mahir Yılmaz. Zamanında çözülmedik dava bırakmamıştı. Ama artık emekli olmalıydı. Biraz erkendi ama inzivaya çekilmeli dinlenmeliydi artık. Bir çiftlik evi aldı. Yalnız yaşıyordu. Her pazartesi sevdiği dostlarıyla toplanıp dostluklarının demi eşliğinde sabah ediyorlardı. Yine bir pazartesi. Fatih, Ayhan, Doğan, Akif ve Mahir Yılmaz çiftlik evinde. Ama Akif her zamankinden biraz daha erken kalkar. Biriyle buluşacaktır. Şüpheli tavırları vardır. Mahir Yılmaz Fatih'i peşine takar. Fatih'in arabası kaza geçirir. Arkadaşına yetişemez. Ulaştığında ise Akif'i aracında ölü bulur. Olaylar böylece başlar. 

Konu iyi seçilmiş. İp uçları düzenli bırakılmıştı. Bazı yerlerde kafa karıştıcı diyaloglar ile farklı daha farklı kurgular kurdum kafamda. Ama sonu güzel bağlanmıştı. Keyifle okuduk. Türü sevenlere tavsiye ederim. 

"Cinayet suçtur, hata ister, her cani suçlu olduğu kadar hatalıdır da aynı zamanda." (60)

Teneke Adam

Sarah Winman /Teneke Adam

"Neredeyse bir aşk hikayesiydi ama hiçbir şey göründüğü kadar basit değildi" (Arka Kapaktan)

Ellis ve Michael. On iki yaşında iken tanışırlar. İki iyi arkadaş olurlar. Bu arkadaşlıkları romantik bir tutkuya dönüşür. Zaman gelip geçer ve Ellis'in gözleri Annie ile buluşur. Bundan sonrası Ellis ve Michael'in iki ayrı anlatımı ile devam eder. Karakterlerin bakış açısı, yaşadıkları ve hissettikleri güzel geçişler ile aktarılmış. 

Not olarak söylemek istediğim bir şey var. Kitap LGBT temalı. Ellis kısımları değil ama Michael'in anlatım kısımlarındaki içerikte baskın bir şekilde görünüyor. 

İkinci olarak konu seçimi. Bu hikaye kurgu mu? gerçek mi? bilemedim. Ama çok gerçekçi, etkileyici ve çarpıcı👍. Sevdiğim alıntıları bırakıp gidiyorum. 

Alıntılar

"Bu, onun şimdiye kadar sergilediği ilk İsyankar davranışı. Kulağını kesmek gibi. Bunu toplum içinde yapmıştı üstelik. (11) 

"Hayat bizim hayal dahi edemeyeceğimiz biçimde değişir. Duvarlar yıkılır ve insanlar özgür kalır. Bekle ve gör." (124)

John William Polidori /Vampir

"Anlaşılan o ki Villa Diodati cehenneme misafir olup o diyarın ev sahiplerinin kederli öykülerini anlatan kayıp bir romantik kuşağın cennetiydi." (9)

Doktor John William Polidori, henüz yeni mezun olmuşken Lord Byron'un özel doktoru olur. Byron ve Polidori birlikte Leman Gölü yakınındaki Villa Diodati'ye konuk olurlar. Percy ve Mary Shelley çifti ve Claire Clairmont da oradadır. Sohbet ve gezi eşliğinde dostluklar pekişir. Gotik hayranlığı olan bu gençler, Diodati'nin gotik mimarisi ile daha pekişir. Vampir öyküsünün çıkışı da bu atmosferde gerçekleşir. 

Alıntı

"..., merakını uyandıran nesnenin yakınında olsa da, bu gizemi çözmeye çalışmanın daimi heyecanından öte bir mükafat elde edemiyordu; böyle olunca da, genişleyen hayal gücü doğaüstü bir şeyle karşı karşıya bulunduğunu düşünmeye başlamasına yol açtı." (34) 

Olcay Şeker / Gölgeler

"Büyümüştü artık ve abi olmak için hazırdı. Boyu, ayakkabı dolabını geçmişti. Bu, abi olmak için yeterli bir uzunluk değil miydi?" (32)
Emre. Annesi başarılı bir yazar. Babası çok çalışan bir mimar. Sakin yapılı iyi huylu bir çocuk Emre. Eğer bir kardeşi olsaydı daha da mutlu olurdu tabi. Koca evde tek çocuk olmanın, tek olmanın ve yalnızlık hissininin oluşturduğu koca boşluğu dolduran yegane arkadaşı ise Eren'di. Hatta tek arkadaşı. Ama Eren'i sadece Emre görebilir ve duyabilirdi. Bu yüzden gün geçtikçe daha da yalnızlaşır Emre. Bir gün olumsuz davranışları dikkat çeker ve öğretmeni Pedegog tavsiye eder. Aile, Yağmur ve Sezgin ile tanışmış olur. Bu insanları bir araya getiren Emre olsa da aslında hepside geçmişlerinden izler taşır. Peki geçmişten, Emre'nin hayali arkadaşından ve giderek kötü şeyler yapmaya başlayan Eren'den kurtulabilecekler mi?
Ben kitabı genel hatları ile sevdim. Gerilim dozu, yükselişleri ve inişleri çok iyiydi. Mekan tavsirleri aralarındaki bağlantı da güzel aktarılmış ve adım adım karakterler ile birlikte siz de keşfediyorsunuz. Sonu için kendi kafamdaki kurgu çok farklıydı. Ama finali de tam yerindeydi.
Sevdiğim alıntıları bırakıp gidiyorum ve keyifli okumalar diliyorum.
"Sıradan hayatların sıra dışı çekiciliği diye düşündü. Herkes hayatın monotonluğundan sıkılır, değişikliğe zorlardı kendini. Ancak aslında istedikleri bu muydu? Korku ve endişenin hakim olduğu, belirsizliklerin kol gezdiği sokaklar mıydı insanların istediği?" (145)
"Ölüm, her daim yaşayanları kıskanır ve yanına çekmek için mücadele ederdi." (245)

 

Ahmet Mithat Efendi /ŞeytankayaTılsımı

"..., gülüşü bu kadar korkunç olan bir sihirbaz kocakarının kendisinin ne kadar korkunç olduğunu kıyaslayıp ölçebilirsiniz! " (28)
Ah Sastıma! Düşman başına bile demek istemiyorum. Sen kötüsün diyeceğim ama senden talep edilenler ile doğru orantılı kötülüğün. Sonrasında güzelliğe uydurduğun kılıf daha da güzeldi.
Ahmet Mithat Efendi 'ye ait Felatun Bey ve Rakım Edendi kitabını da çok sevmiştim. Bu kitapta da aynısı oldu. Karakterler ilgi çekici, konu keyifli. Yazarın üçüncü göz anlatımı çok güzel bir tat veriyor. Klasiklerin yeri apayrı diyorum❤️. Keyifli okumalar dilerim...
Sanki gözümle bir şeyler görmüşüm kulağımla bir şeyler duymulumda kafamda onun muhakemesi i yapıyorum. Kafa sesi kendine has üslübü zihnimde bir sağa bir sola koşuyor gibi.
" "Beğenmek" demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesi ile beğenmenin ardından sevda baş gösterir." (39)

Riley Sager / Tüm Kapıları Kilitle

"Hayat bazen bir 'yeniden başlat' düğmesi çıkarır karşına. Bu olduğunda o düğmeye var gücüne basmalısın." (25) 

Central Park.

Bartholomew.

Jules. 

Jules bir gün ortalama bulduğu işinden çıkarılır. Artık o bir işsiz. Bu üzüntüyle eve gelir ve erkek arkadaşının onu aldattığını öğrenir. Bu da cabası. Arkadaşı Chloe'nin evinde kalmaya başlar ama bir an önce bir iş bulması ve bir eve çıkması gerekmektedir. Bir ilan görür ve görüşmeye gider. Meşhur ve gothik bir bina olan Bartholomew'da. Yeni bir iş dalı. Evet. Doğru duydunuz. Ev bakıcılığı.

-------------------------

Gerilim okumak ayrı bir keyif veriyor. Sayfalarda zaman dilimlerinde dolaşıyorsunuz. 'Her an bir şey olucak', 'Dur oradan bir şey çıkacak' diyerek okudum. Yoğun bir dönemde olmama rağmen su gibi akıp bitti. Akıcılığı gerçekten iyiydi. Sonu ise sürpriz oldu. Hem de çok. Ben severek okudum. Türü sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.

------------------------------

#alıntılar

"Kafatasım bir kar küresi gibi, sallandıkça önemli bilgi kırıntıları kar taneleri gibi uçuşuyor. Ve ne kadar çabalasam da herhangi birini tutamıyorum." (104) 

"Daima endişenin korkuya dönüştüğü bir an vardır," (164)

Agatha Christie \ Ölüm Sessiz Geldi

"İlk kez o zaman Evelyn Howard'ın gidişiyle evin atmosferinde tanımı güç bir değişiklik olduğunu sezdim. Onun varlığı güven anlamına geliyordu." (26)

Evelyn,  Styles Köşkü sahibesi Bayan Emily Inglethorp'un en yakın arkadaşı ve evin kahyası. Emily'in yeni eşine tahammül edemiyor. Üvey oğulları, himayesindeki Cynthia da dahil onun parasının peşinde olduğunu iddia ediyor. Ama Evelyn artık dayanamayıp evi terk ediyor. Emily, hayır işleri koşturmalarına ve  hayatına devam ederken bu gece rahatsızlanıyor ve ölüyor. Hastings ve Poirot olaya dahil oluyor.

------------------

Bu kitap hakkında söylemek istediğim bir kaç şey. İlki Poirot'un ilk davası👍 onunla burda tanışıyoruz. İkincisi polisiye edebiyatında ve filmlerinde benim en sevdiğim sahneler duruşma sahneleridir. Kesinlikle harika aktarmış polisiye kraliçem. Sanki orda duruşmayı seyrediyor gibi hissettim. Katili tahmin ettim diye diye boşuna sizi yormayayım. Şaşırtmacalı bir sondu. Keyifli okumalar dileriz. Agatha okumaya hepinizi bekleriz.

alıntılar 

"Hayal gücü iyi bir yol gösterici, ama kötü bir ustadır. En basit açıklama çoğu kez en doğru olandır." (104) 

"Ancak kendini astırarak intihar etmek isteyen bir deli bu şekilde davranır!" (135)

Hasan Ali TOPTAŞ / Beni Kör Kuyularda

Bazılarının acıları, bazılarının cahilliği yüzünden bazılarına kazanç kapısı olur mu? Kendi kendimize layık gördüğümüz bu mu? Hani komşusu açken tok yatamayan ahali. Yok mu? Dara düşünce koşan yok mu? Yok değil mi?

Tüylerim diken diken okudum. Güldüm okudum. Ağladım okudum. Bir yeri sevdim. Başa döndüm bir daha okudum. Ama son sayfada yine ağladım. En çok da Muzaffer'e ağladım. Güldiyar’a sarıldım. Halil ile yanyana oturdum. Bahriye'nin analığına hayran oldum. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum. Tek bir cümle. Harika bir kalem ile tanışmış oldum.

alıntılar

"Zaman ilerledikçe, zaman kırlangıçlarla birlikte harekete ve gürültüye dönüştükçe, zaman bir kazan dolusu su olup ateşin üstünde kaynadıkça huzursuzluğu büyüdü sonra," (12)

"Kapının açılmasıyla birlikte ortalığa insanın içini titreten sıcacık bir anne kokusu yayıldı hemen." (80)

"Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır," (169)