29 Ekim 2020 Perşembe

Çocukluk

Çocukluk /L. N. Tolstoy
"Bence yüz güzelliği denilen şey yalnızca gülümsemededir." 
"Gerçek olmayan üzüntü ise kendini ya çok derin bir acı, ya mutsuzluk ya da yüreklilikmiş gibi göstermek eğilimindedir. Bir türlü kabul etmek istemediğimiz bu eğilim aşağılık bir istektir ama yine de bu istek en derin üzüntüler içinde bile yakamızı bırakmaz, üzüntülerimizin içtenliğini ve ağırbaşlılığını bozar."

16 Ekim 2020 Cuma

Yeşilin Kızı Anne

"... büyük laflar ettiğim için insanlar bana gülüyor. Ama eğer büyük fikirleriniz varsa, onları ifade edebilmek için büyük kelimeler kullanmanız gerekir, öyle değil mi?"
Böyle konuşan bir miniğe kimin kanı kaynamaz ki💕😍. Green Gables'te bir çiftlikte yaşayan iki kardeş yanlarına bir erkek çocuk almak isterler. Çiftlik işlerinde yardımcı olacak çocuğa bir yuva olup eğitimini de üstlenmeyi düşünürler. Çok nadir konuşan ve daima çekingen bir tavrı olan Matthew tren istasyonunda karşılaştığı küçüğü görünce şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez. Böylece Anne'nin hikayesi başlar. 
Yazarın kalemine, kitabın konusuna, Green Gables'a ve sonunda E olan Anne'ye bayıldım. Altını çizdiğim çokça yer ver. Geri dönüp okudum ve ben de orada olmayı hayal ettim. Düşünsenize Anne ile çocukluk arkadaşı olmak ne kadar ilginçtir. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum. 
Ayrıca @koridoryayinlari 'nın özel baskısı ve @filizofi ' nin güzel çevirisi ile çok keyifli bir okuma serüveni oldu. Herkese tavsiye ederim. 
#alıntı 
"... bence hiçbir beklentin olmadan yaşamak, hayal kırıklığına uğramaktan daha kötü bir şey."

2 Ekim 2020 Cuma

Taştaki Dikiş İzi

 Taştaki Dikiş İzi / Devrim Horlu 

"beni unutmaya gücü yetebilir herkesin/ kim bilir neyi düşünürüm ölürken." Bana gülmeyin. Balkon demirine konan güvercine neler anlatırım bir bilseniz. Onun masum haline üzülüp dakikalarca ağlarım. Cama vuran yağmura hikayeler mırıldanırım. Kaktüslerimi korkmadan sever, dert yanarım. Kitaplarımın kapağına bakar bakmaz başlarım kendi kendime konuşmaya. Arka kapak okumayı beceremem. Sanki büyüsü bozulur. Sürprizi kaçar. Bu kitap ile yolculuğumuz kitabın adını okumamla başladı işte. "Taştaki Dikiş İzi". Aklımda hemen bir kadın figürü oluştu. Zor günler geçiren bir kadın. Zayıf. Gri saçları var kara gür saçlarının içinde. Elinde bir iğne. Hangi zor gününe ahlanarak dikiyor rengi solmuş elbiseyi kim bilir. İlk sayfaya geçtim. "böyle şiir olmaz, diyeceksin;biliyorum. ama böyle dünya olur mu? (Metin Eloğlu)" Sözü karşıladı beni. Keyifli bir serüven bizi bekliyor dedim. Öyle de oldu gerçekten. Satırlarda bazen kendimi buldum, bazen aklımdaki kadını. Hiç tanımadığım insanlarla da karşılaştım. İşte böyle. Bazı kitaplar daha adıyla bağ kurar okuyucusuyla. İçindeki şiirleri unutmadığım gibi aklımda çizdiğim o kadını da hiç unutmayacağım.

En sevdiğim şiirler "Kuşlardan yana" , "Bana biraz izin verin", "Anca bana kadar" ve "Kirpinin aşkı". Sevdiğim alıntıları bırakıyorum sizler için.

- Alıntılar

"Bana burada bir yer verdiniz, size kırgın değilim / göçebelik kanımda var"

"Ben sizi biliyordum lakin bir gözüm bozuktu / ve biraz işi vardı diğerinin"


Venedik Taciri

Venedikli Tüccar Antonio dostu Bassanio için Yahudi Tüccar Shylock 'dan borç alır. Bu borç karşılığında bir senet imzalanır....