17 Ağustos 2022 Çarşamba

Venedik Taciri


Venedikli Tüccar Antonio dostu Bassanio için Yahudi Tüccar Shylock 'dan borç alır. Bu borç karşılığında bir senet imzalanır. Eğer ödeyemez veya gecikirse karşılığında alacağı şey için can atar Shylock. Olaylar ve yan karakterler ile süslenen harika bir sahne vardır gözlerinizin önünde. Akıcı ve trajikomik bir sahne. Ben severek okudum. Bu kitap William Shakespeare 'dan okuduğum üçüncü eser. Tabii ki canım @okuyan_kadinlar_kulubu #birharfbirkitap etkinliğinde okudum. 
Alıntılar
"Onu yürekten sevmiyorsam, lanet olsun bana/ Akıllı mı akıllı, bilebildiğim kadarıyla;/ Güzel mi güzel, gözlerim beni aldatmıyorsa, /Sadık mı sadık, kanıtlarıyla ortada;/ İşte bunun için, o hep olduğu gibi/ Akıllı, güzel, sadık bir kadın olarak kalacak"
______
"Asılmak da evlenmek de kader kısmet işidir,"
______
"İşte mektup bu, bu kağıt sanki dostumun bedeni, / Ve açılmış bir yara her kelimesi, /Canı gidiyor her damla kanla"

30 Mart 2022 Çarşamba

Victor Hugo / Notre Dame'ın Kamburu

 "ANAΓKH" 
İşte her şey bu kelime ile başladı. Victor Hugo 'nun esinlenmesi ve yıllara meydan okuyan bu nadide eseri yazmasının hikayesi. Tek bir kelime ile başladı. Kader.
Baştan pes etmek üzereydim. Nedeni yaklaşık 150 sayfa süren betimlemeler, tavsirler. Tabii ki bu kısımda karakterleri de tanıtmaya başlamıştı yazarımız. Direndim. 
Sonuç. İyi ki okumuşum. Başlar başlamaz koca bir kalabalığın ortasına düşüyoruz. Krallar Günü ve Deliler Bayramı. Paris halkı sokakta. Tanıdık simalar işte burada gün yüzüne çıkıyor. Serseri Kardeş Joannes, yazar Pierre Corneille, Notre Dame 'ın çancısı Quasimodo, çingene dansçımız Esmeralda. 
"Aslında ona da hak verilebilirdi: Kötülüğü belki de doğuştan gelmiyordu. İnsanların arasında ilk adımlarını attığında alaylara maruz kaldığını, dışlandığını hissetmişti. İnsanlar onunla ya alay ediyor ya da ona lanet oluyorlardı. Büyüdükçe, etrafını sadece kinden oluşan bir duvarın çevrelediğini fark etmişti. Bu durumu kabullenip genel kötülük eğilimini benimsemiş, kendisini yaralayan silahı eline almıştı."

Üç Rahibenin bulduğu çocuk. Sahipsiz çocukların bırakıldığı bankta bulundu. Başdiyakoz evlat edindi. Notre Dame'ın çancısı oldu. Quasimodo. Bir gözü görmez, kulakları duymaz ama Baydiyakoz'un öğrettiği kadar konuşma bilir.
Yolları Esmeralda ile nasıl mı kesişti. Bu kadersiz kız bahtını da yanında taşırdı çünkü. Aynı keçisi Djali gibi. Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Belki de doğruydu. Ta ki üçüncü şahıs o ana musallat olana kadar. Gerisi sizde. 
Keyifli bir okuma oldu. Dediğim gibi ilk başlarda çok zorlandım. Ama uzun zamandır aklımda olan bir eserdi. İyi ki okumuşum diyor sizlere de keyifli okumalar diliyorum. 
#alıntılar 
"..., bu sarayda körlerin görmeye, topalların koşmaya başladığını görüyorum: Peki Yüce İsa nerede?"
"Katedrallerimizin bu yaşlı kraliçesinin yüzündeki kırışıklığın yanında hep bir yara izi vardır. Tenpus edax, homo edacior; bu deyişi tüm kalbimle şöyle çevirebilirim: Zamanın gözü kördür, insan ahmaktır."
"Kadınların içgüdüleri erkeklerin zekasından daha çabuk harekete geçip tepki verir. Karşılarında bir düşman vardı, hepsi bunu hissediyor, ittifak yapmalarını gerektiğini biliyorlardı."
"Ortaçağ'da, bir bina tamamlandığında, toprağın altındaki bölümü neredeyse toprağın üzerindeki bölümüne denk bir büyüklüğe sahip olurdu." 

27 Mart 2022 Pazar

Algernon Blackwood / Söğütler


"Yer, çarpmanın ve akıntının etkisi ile titriyormuş gibiydi; söğüt çalılarının rüzgar aralarından var gücüyle eserken sergiledikleri canhıraş hareketlerse, adanın sahiden hareket ettiğine dair bu tuhaf sanrıyı körüklüyordu."
"Kendimi rüya görmemiş olduğuma daha da ikna olmaya sevk edercesine, tekrar dertli ve huzursuz bir uykuya dalmamın epey uzun sürdüğünü hatırlıyorum; daldığımda bile, uyuyan sadece dış kabuğum oldu, altındaysa bilinci asla tam olarak kapanmayan, tetikte kalıp nöbet tutan bir şey vardı."
İki arkadaş Tuna nehri boyunca yolculuk yaparken söğütlerle saklanmış küçük bir kara parçasında kamp yapmak için dururlar. Temkinli hareket ederler çünkü nehrin suyu yükselmektedir. Rüzgar, söğütlerin uğultusu ve kasvetli ortam onlara hükmedermişçesine tedirginlik yaratır.
İki arkadaşın adada yaşadıkları sizde de huzursuzluk hissi yaratabilir. Bu kitaba farklılık katan en özel öğe doğa olmalı. Okurken Howard Phillips Lovecraft tadı aldım. Ama aynısı asla değil. Kısa ve etkileyici olan Söğütler kitabını okumanızı tavsiye ederim.

29 Ekim 2020 Perşembe

Çocukluk

Çocukluk /L. N. Tolstoy
"Bence yüz güzelliği denilen şey yalnızca gülümsemededir." 
"Gerçek olmayan üzüntü ise kendini ya çok derin bir acı, ya mutsuzluk ya da yüreklilikmiş gibi göstermek eğilimindedir. Bir türlü kabul etmek istemediğimiz bu eğilim aşağılık bir istektir ama yine de bu istek en derin üzüntüler içinde bile yakamızı bırakmaz, üzüntülerimizin içtenliğini ve ağırbaşlılığını bozar."

16 Ekim 2020 Cuma

Yeşilin Kızı Anne

"... büyük laflar ettiğim için insanlar bana gülüyor. Ama eğer büyük fikirleriniz varsa, onları ifade edebilmek için büyük kelimeler kullanmanız gerekir, öyle değil mi?"
Böyle konuşan bir miniğe kimin kanı kaynamaz ki💕😍. Green Gables'te bir çiftlikte yaşayan iki kardeş yanlarına bir erkek çocuk almak isterler. Çiftlik işlerinde yardımcı olacak çocuğa bir yuva olup eğitimini de üstlenmeyi düşünürler. Çok nadir konuşan ve daima çekingen bir tavrı olan Matthew tren istasyonunda karşılaştığı küçüğü görünce şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez. Böylece Anne'nin hikayesi başlar. 
Yazarın kalemine, kitabın konusuna, Green Gables'a ve sonunda E olan Anne'ye bayıldım. Altını çizdiğim çokça yer ver. Geri dönüp okudum ve ben de orada olmayı hayal ettim. Düşünsenize Anne ile çocukluk arkadaşı olmak ne kadar ilginçtir. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum. 
Ayrıca @koridoryayinlari 'nın özel baskısı ve @filizofi ' nin güzel çevirisi ile çok keyifli bir okuma serüveni oldu. Herkese tavsiye ederim. 
#alıntı 
"... bence hiçbir beklentin olmadan yaşamak, hayal kırıklığına uğramaktan daha kötü bir şey."

2 Ekim 2020 Cuma

Taştaki Dikiş İzi

 Taştaki Dikiş İzi / Devrim Horlu 

"beni unutmaya gücü yetebilir herkesin/ kim bilir neyi düşünürüm ölürken." Bana gülmeyin. Balkon demirine konan güvercine neler anlatırım bir bilseniz. Onun masum haline üzülüp dakikalarca ağlarım. Cama vuran yağmura hikayeler mırıldanırım. Kaktüslerimi korkmadan sever, dert yanarım. Kitaplarımın kapağına bakar bakmaz başlarım kendi kendime konuşmaya. Arka kapak okumayı beceremem. Sanki büyüsü bozulur. Sürprizi kaçar. Bu kitap ile yolculuğumuz kitabın adını okumamla başladı işte. "Taştaki Dikiş İzi". Aklımda hemen bir kadın figürü oluştu. Zor günler geçiren bir kadın. Zayıf. Gri saçları var kara gür saçlarının içinde. Elinde bir iğne. Hangi zor gününe ahlanarak dikiyor rengi solmuş elbiseyi kim bilir. İlk sayfaya geçtim. "böyle şiir olmaz, diyeceksin;biliyorum. ama böyle dünya olur mu? (Metin Eloğlu)" Sözü karşıladı beni. Keyifli bir serüven bizi bekliyor dedim. Öyle de oldu gerçekten. Satırlarda bazen kendimi buldum, bazen aklımdaki kadını. Hiç tanımadığım insanlarla da karşılaştım. İşte böyle. Bazı kitaplar daha adıyla bağ kurar okuyucusuyla. İçindeki şiirleri unutmadığım gibi aklımda çizdiğim o kadını da hiç unutmayacağım.

En sevdiğim şiirler "Kuşlardan yana" , "Bana biraz izin verin", "Anca bana kadar" ve "Kirpinin aşkı". Sevdiğim alıntıları bırakıyorum sizler için.

- Alıntılar

"Bana burada bir yer verdiniz, size kırgın değilim / göçebelik kanımda var"

"Ben sizi biliyordum lakin bir gözüm bozuktu / ve biraz işi vardı diğerinin"


28 Eylül 2020 Pazartesi

Dünyayı Küçük Karabalıklar Kurtaracak






" Nedir kalan aklında o günlerden derseniz iki şey sayarım size.
Gönlünü çekinmeden açan samimi insanlardır ilki... Açlık, yokluk, cehalettir diğeri..."
Çok etkilendiğiniz kitapları anlatmakta zorlanır mısınız? Ben zorlanırım. O yüzden ben sustum aklımdaki Küçük Kara Balık konuştu. Önce Nesrin'e rastladı ambardan bozma tek göz odada. Daha ilk günden tükenmiş buldu. Sonra da umudunu kaybedişini gördü. Oysa onu kaleme alan Samed Behrengi daha küçücük bir çocukken bile pes etmemişti. İnanmıştı geleceğe. Okul bitmiş öğretmen olmuştu. Şimdi Öğretmen Behrengi  kendi çocuklarına da pes etmemeyi öğretiyordu. Olmuyor demedi.  Önce değiştirmek için fikir verdi. Olmadı. Kendi icat etti. Bir kağıt bir kalemdi alet edevatı. Ama o hiç pes etmedi. Küçük Kara Balık yaşananların hepsini biliyordu elbet. Onca zaman çeketinin cebinde gezmişti. Tabi bilecekti.
Öyle güzel öyle anlamlı bir kitaptı. Hikaye içine hikaye yerleştirilmiş. Her satır keyifli, anlamlı ve yer yer dokunaklı. Bazı cümleler çok hoşuma gitti. İki kere okuduğum yerler oldu. Sesli okudum, düşündüm. Kendi kendime konuştum. Öyle bir yer etti ki ben de 2020 favoriler listemde artık. Sadece biyografi severlere değil herkese tavsiye ederim. 👍
#alıntı
"Neyin içine doğmuşlarsa onu yaşayıp gidiyorlardı. Ötesini merak etmiyorlardı."

Venedik Taciri

Venedikli Tüccar Antonio dostu Bassanio için Yahudi Tüccar Shylock 'dan borç alır. Bu borç karşılığında bir senet imzalanır....